Saturday, April 03, 2010

Notting Hill, 1999

Senaryosunu Richard Curtis'in yazdığı, Roger Michell'in yönettiği, Julia Roberts (Anna Scott) ile Hugh Grant'in (William Thacker) başrollerini paylaştığı, Charles Aznavour'un seslendirdiği "She" parçasıyla başlayan filmin detaylı künyesi için resme, filmdeki tüm diyaloglar içinse buraya buyrunuz.

En etkileyici sahnesinde,
"...
Anna: That's fine. There's always a pause when the jury goes out to consider their verdict.
William: Anna. Look -- I'm a fairly level- headed bloke. Not often in and out of love. But... can I just say 'no' to your kind request and leave it at that? 
Anna: ... Yes, fine. Of course. I... of course... I'll just... be going then... It was nice to see you. 
William: The thing is... with you, I'm in real... danger. It seems like a perfect situation, apart from that foul temper of yours -- but my relatively inexperienced heart would, I fear, not recover if I was once again ... cast aside, as I would absolutely expect to be. There are just too many pictures of you, too many films. You'd go and I'd be... well, buggered, basically. 
Anna: That reality is a real 'no,' isn't it? 
William: I live in Notting Hill. You live in... Beverly Hills. Everyone in the world knows who you are. My mother has trouble remembering my name. 
Anna: Fine. Fine. Good decision. Good decision. ...The fame thing isn't really real, you know? And Don't forget -- I'm also just a girl. Standing in front of a boy. Asking him to love her. Goodbye"
diyaloğu vardır. Adam, bu birlikteliği delice istemesine rağmen, -sanırım "bencilce" davranışlarından dolayı- kadının gitmesine izin verir. 

---spoiler---
Yani, çoğu insanın farkında olmadan da olsa yaptığı gibi, anlamaya çalışmak yerine, önce yargıla sonra sorgula modunda davranır, ama sonunda hatasından döner ve birlikteliğe inanan hemen herkesin hayal ettiği doruğa ulaşır.
 
---spoiler--- 

Bir de Marc Chagall'ın resminden bahsederlerken, Anna'nın söylediği, mutluluğun bir keçinin keman çalması kadar imkansız olduğunu mu, mutluluk için imkansızı bile başarabilen birinin gereksinimini mi, kinayeli bir şekilde aslında mutluluk için özel bir şeyin gerekmediğini mi, hayallerin gerçekci olmasının gerekliliğini mi anlattığı (tercihin ise size kaldığı): 
 "... happiness isn't happiness without a violin-playing goat."
tümcesini unutmamak gerek.

Henüz izlememiş olanlara ya da sahneleri tazelemek isteyenlere iyi seyirler...

No comments: